Üst düzey bir İranlı siyasi analist, Arap devletlerinin İran’ın Ortadoğu’da vazgeçilmez bir tarihsel ve coğrafi gerçeklik olduğunu ve İslam Cumhuriyeti ile çatışmacı politikaların bölgede barış ve güvenliğe yardımcı olmayacağını anlamaya başladıklarını söylüyor.
Hassan Hanizadeh, ISNA’ya verdiği bir röportajda, İran ve Suudi Arabistan arasındaki çitleri onaran görüşmelerin, tüm bölgeyi olumlu yönde etkileyebilecek ilişkilerde bir çözülme umutlarını artırdığını söyledi.
Geçen yıl Mayıs ayından bu yana Bağdat’ta Irak’ın arabuluculuğunda yapılan görüşmelerin Tahran ve Riyad arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasına yol açması halinde Mısır dahil diğer ülkeleri etkileyebileceğini söyledi.
Suudi Arabistan, 2016 yılında bir grup öfkeli İranlının, Riyad tarafından Şii Müslüman bir muhalif din adamının idam edilmesi üzerine krallığın Tahran’daki büyükelçiliğine saldırmasının ardından İran ile ilişkilerini koparmıştı.
İran ve Suudi Arabistan ayrıca İran’ın nükleer programı ve füze savunması, Suudi liderliğindeki Yemen işgali ve Suudilerin Tekfirci gruplara desteği gibi diğer bazı konularda da bölünmüş durumda.
Siyasi analist, Tahran ve Kahire’nin gerginlikleri gidermek ve diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmek için yaptığı son hamlelere de atıfta bulunarak, Mısır’ın kendisini Arap ve İslam dünyasında önemli bir oyuncu olarak gördüğünü ve bölgesel gelişmelerde üstünlük sağlamak istediğini söyledi.
Ancak Mısır’ın İran ile uzlaşmasının ancak ABD ve Suudi Arabistan’ın onay vermesinin ardından gerçekleşeceğini de sözlerine ekledi.
Bu arada Hanizade, İran’ın Batı ile imzaladığı nükleer anlaşmaya merkezi bir rol verdi ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı (JCPOA) canlandırma müzakerelerinin bir anlaşmayla sonuçlanması halinde, İslam Cumhuriyeti ile bölgedeki diğer bazı ülkeler arasındaki ilişkilerin de bozulacağını söyledi. restore edildi.
Kaynak : https://ifpnews.com/arab-states-dropping-confrontational-policy-iran/